Çakıt’ta kış sezonu bu yıl her zamankinden daha verimli geçti… 2012 kış sezonu projelerimi bitirmiş olmanın verdiği rahatlıkla yeni rotalar açmaya daha çok vakit ayırma şansı yakaladım. Özellikle Zeytinlik / Karain Sektör’de açtığımız ömürlük projem Dream is Over rotası Çakıt’ta şu ana kadar açtığımız belki de en zor rota… Derecesi hakkında net bir şey söyleyemiyor ama inan ki sıkı bir zorluğa sahip! 40 metre boyunca inanılmaz güzellikte gökyüzüne kadar uzayan muhteşem bir hat… Bir gün bütün hattı düşmeden bitirebilmeyi çok isterim… Acaba o gün bu kış sezonu olmasın? Neden olmasın?
Rotayı tamamladıktan sonra, hemen yoğun bir şekilde denemeler yapmaya başladım. Deneylerde başarısız olan profesör gibi, sürekli laboratuarda patlamalar çıkıyordu… Ama bendeki patlamalar da, kaslarımdan gelen yanık kokusu çevreyi sarıyordu… İndir… Bu bölümü daha çok çalışmam gerekli… Üst tarafı sorma bile… Nasıl yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok…
Bir süre rotayı denedikten sonra anladım ki daha çok mesai harcamam gerekli… Sabah sekiz akşam beş çalışmak yetmeyecek… Ekstra gece mesaisi yapmak gerekli… Her zaman olduğu gibi yine kendimi kaptırmıştım… Gözüm rotadan başka bir şey görmüyordu… Denemelerle oluşan kaslarımdaki yanık kokusu, beynime kadar işlediğinde zihnim yeniden canlanmaya başladı… Bu rota kolay lokma değil… Şimdi git sonra gel… Hedefi başka yöne çevirmek gerekli... Yeni rotamız Manastır Sektör…
Uzun zamandır ziyaret etmediğimiz bu sektöre elimizde yeni hediyelerle yola düştük… Bayram şekeri tadında 50 tane şıkır şıkır kulak ve dübel… Çakıt’ın en güzel sektörlerinden biri olan inanılmaz huzur dolu ve bir o kadar da vahşi kalmış Manastır sektöre yaptığımız yarım günlük ziyarette ellinin üzerinde mermi harcayarak 3+1 rota açtık. Yapacak çok iş var… Kendimi durduramıyorum… Gözüm sürekli olarak yükseklerde… Çağırıyor… Gelll… Yükseklerde çalışan ıssız bir adamım, dayanamıyorum…
Yerden yüksekte olmak ya da ayaklarımın toprağa basması… Benim için çoğu zaman ikisi arasında pek bir fark olmadı. Hatta yukarda olmak daha güzel bir duygu ama sanırım Pazar günü kahvaltı faaliyeti olarak uzun bir rota boltlamak pek akıllıca bir fikir değil… Vadi içinde bir sürü insan olduğundan özellikle taş düşürmek Sülo’nun kötü teorilerinin gerçekleşebilmesi anlamına gelebilirdi.
Sülo;
Ya gel Zeytinlik Sektör’de tırmanalım, inat etme işte…
Ben;
Olur, işi ne zaman yapacağız? Hep söylüyoruz, yarın… Yarın yapacak başka işler var… Bazen çok inatçıyım…
Kararlı ve yavaş adımlarla yukarıya doğru yol almaya başladım. Çantanın ağırlı altında ezilerek uzun süren bir yolculukla zirveye vardım. Manzara her zaman ki gibi çok güzel… Zeytinlik Sektör’de tırmanan Adana Team’le göz ve ses temasında olmak bana güven veriyordu. Hazırlanıp hemen aşağıya iniş yaptım ve gördüm ki, aynı film başka bir sahnede oynuyordu. Aşağıya uçmayı bekleyen kocaman bir bloklar… Bırrr… Bu kez hiçbir şey düşürmeden sadece iniş yapıp istasyonu çakmam gerekli yoksa aşağıya düşüreceğim taşlar kesinlikle birilerini olduğu yere gömebilir, bunun sonucunda beni de ömrümün geri kalanı bir hücrede barfiks çekerek geçirmeme sebep olabilirdi…
Aman dikkat Mümin, zaten yüksekte çalışmak için gerekli ırata belgen yok, ırgata belgesiyle yanlış bir şey yapma sakın… Dikkatlice yaklaşık 130 metre, üç ip boyu aşağıya doğru iniş yaptım. Süper bir doğal çizgi- çatlak hat olan rota harika görünüyor. Hedeflediğim büyük sete ulaşıp aşağıdan yukarıya doğru yükselerek rotayı boltlamaya başladım. Yaklaşık elli tane bolt çaktıktan sonra biten dört bataryaya rağmen ben hala çalışmak, güneş ise batmak istemiyordu. Sanırım bana dört tane daha batarya gerekliydi. Temizlik yapma yasağı olunca bende dümeni Zeytinlik Sektör’de tırmanan Adana Team’e doğru çevirdim. Kahve var mı? Sıkı al… Aşağıya inip yürümeye başlayınca ayağım kayıp yere kapaklanmayı saymazsak, az çalışıp çok iş yaparak yüksekte bir işin yarısını güvenli bir şekilde bitirmiş sayılırdım.
Artık kış sezonunu kapatma vakti gelmişti… Hala yapacak çok iş var…